18 Haziran 2009 Perşembe

'karınca kızlar' virgina woolf okuyor...


heves etmek iyidir. biz bir grup genç kadın basbayağı heves ederek başlamıştık bu işe... Yandaki fotoğraf neden çekilmiştir mesela? Yamuk yumuk da olsa o kadrajda o kitap, o pötikare masa örtüsü, o biri yarım, iki fincan çay niye, nasıl buluşmuştur?
Mekân, çaktırmasa da kendini; Burgazada. Aylardan mart; deniz de pırıl pırıl. Masada sekiz kadın oturmakta, sekizinin de önünde virgina woolf'ları, çayları, notları, kağıtları durmakta.
Bu sekiz kadını şahane bir bahar gününde vapura, oradan faytona, en sonunda da Kalpazankaya'ya atan durum, bir 'virgina woolf' buluşması.
bi sonbahar gecesiydi, oğlan çocukları da varken yanı başımızda toplaşmış film izlemekteydik: 'Jane Austen Okuma Kulübü'. Şirindi, eğlenceliydi derken "Hadi biz de!" dedik. Heves acelecidir de bir yandan, anında karar verildi. İletişim yayınlarının sitesi rehber oldu, kitaplar paylaştırıldı. Her aya bir okuma, her okumaya bir sorumlu, her kitaba bir mekân...
Dalgalar, Orlando, Flush, Dışa Yolculuk, Yıllar, Mrs. Dalloway. Burgazada, Galata, Gezi P., Burgazada, Polonezköy... Sırada Deniz Feneri var. Mina Urgan ve bolca web sitesi, türkçe-ingilizce makale destek verdi okumalara. Kendi adıma 'Kendine Ait Bir Oda' dan sonraki ilk Woolf okumalarımdı, çok iyi geldi. Yıllar'ı aldım, evirdim çevirdim, didik didik ettim; sıram gelince. Mrs. Dalloway'e hayran kaldım; Orlando 'mmmm, nefisti'; Flush'ta eğlendim bolca. Dalgalar çok kanırttı, didikleyince de Woolf'un kafasının içine bakma isteği uyandıran ilk kitap oldu...
Duyanlar, görenler, "Ne güzel valla... Çok özeniyorum" dedi sıkça. "Ben başlayayım Woolf'a, ilk hangisi iyi gelir" diye tavsiye isteyen, "Sonraki okuma grubunuza ben de katılayım, olur di mi?" diye soran, "Vaktiyle almıştım, bir bak istersen" diye Türkiye'de olmayan bir Woolf biyografisini uzatan arkadaşlar oldu... Geriden takip etmeler, bir kaç kitabı atlayanlar da olmadı değil. Woolf'un dünyası bir dolu şey öğretti. 'Kahraman kadınım Virginia Woolf' yazısına saklıyorum bu kısmı; ama başımıza gelenlerden ilk aklıma gelen ikisi hemen şimdi:
++ Bu sekiz kadından biri, okuma grubunda olmayan başka bir kadın arkadaşını ama bir iş toplantısı için beklemekte, beklerken de o ayın kitabı Flush'ı okumakta. "Aa Flush'ı mı okuyorsun? Ben de" diyerek yaklaşıyor, beklenen. "Biz Virgina Woolf okuma grubu kurduk..." diye kısa bir yanıt, bekleyenden. Yeni gelen şaşkın; "Nasıl yani? Biz de!"
++ Dışa Yolculuk günü, Kalpazankaya. Uzun masamızın güneş gören kısmına orta yaşlı iki Amerikalı kadın oturuyor. "Virginia Woolf mu okuyorsunuz?" diye soruyor, masadakileri görünce. Amerikalı kadın, İstanbul'da bir üniversitede hocalık yapan, Burgazada'da yaşayan Amerikalı arkadaşını ziyarete gelmiş. "Ne güzel" diyor, "Ben de edebiyat profesörüyüm, Woolf da okuturum öğrencilerime..."
+++ Biz Woolf'la haşır neşir olmaya başlamışken, Mina Urgan'ın Virginia Woolf'unun da piyasada tükeneceği tuttu! Kıyıda köşede bir türlü bulunamadı, herkesin Woolf'la tanışacağı tutmuş sanırsınız! YKY "Baskısı bitti" dedi bir sürü kitabevi "Ah, kalmadı elimizde..." Çözüm Simurg'dan geldi, ilk baskılarından biri hem de ciltli, mis gibi bir Mina Urgan elimde artık... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder